YUVALARIMIZIN SELAMETİ İÇİN GEREKLİ OLAN PRENSİPLER

Rabbimiz ilk kulu ve Peygamberini dünyaya gönderdikten sonra dünya hayatında aile olmasını istemiştir. İlk insan Hz. Adem ilk ailenin babasıdır. Havva annemizde ilk anne…

Zaman içerisinde aile pek çok çalkantılarla karşılaştı. Kimi zaman güçlendi kimi zaman da zayıfladı. Bazen öyle oldu ki Peygamberimizden önce ki dönem cahiliye de olduğu gibi evlenenler parmakla gösterilecek kadar azdı. İnsanlar cinsel ihtiyaçlarını gayri meşru yani zina yoluyla gidermekteydiler.

Biz Türkler bu yaşlı dünyamızda ortaya çıktığımız yaklaşık on bin yıllık zaman diliminde aile kavramını hep sağlam tutmaya çalıştık. Bizlerde aile kutsaldır. Bundan dolayı da her dönem aile bağları güçlü tutulmaya çalışılmıştır. Fakat zaman ilerleyip bizler zayıf düşmeye başladığımızda emperyaller yani Avrupa, Amerika ve İsrail güçlendiklerinde bizleri bir ve beraber yapan aile kavramının yıkılması adına olmadık planlar düşünüp hayata geçirmeye çalışmışlardır. Bu planlı yıkıcı faaliyetlerden dolayı günümüzde ülkem geneli boşanma oranları can sıkıcı oranlarda dolaşmaktadır. Bakınız geçen okuduğum bir makalede geçen sene ülkem geneli boşanan çiftlerin sayısı yaklaşık iki yüz on beş bin civarında. Evet yanlış okumadınız tam tamamına bu sayılarda. Bu sayı takdir edersiniz ki bir toplumu sarsacak oranlardadır. Anlaşılan o ki adamlar gizli faaliyetleri ülkem geneli sonuç vermeye başlamıştır. Toplumsal yapımız bu boşanmalardan dolayı sarsılmaya başlamış durumdadır. Allah yar ve yardımız olsun.

Anne ve babalarımız evlerinde izledikleri filim ve sinemalara ve okudukları gazetelere dikkat etmelerini önemle istirham ederim. Bu magazin kültürünü empoze etmeye çalışan filimler ve gazeteler gençlerimizin aile kavramını yıkmaya gayret etmekte olduklarını belirtmek isterim.

Şimdi sizlerle aile saadetini sağlamak için gerekli olan prensipleri yazımın ebatları boyunca yazmak isterim.

Sevgi ve saygı; Aile içerisinde çiftlerin mutlu olabilmeleri için ilk gerekli olan şey saygı ve sevgidir. Bir yuvanın devamı çiftlerin birbirlerini sevmelerinden ve saymalarından geçmektedir. Magazin kültürünün empoze eden yapımlarda ne hikmetse her daim aşk işlenmektedir. Fakat bu aşk nedir kimse bilmez ve bu kavramın neye hizmet ettiğini de kimse açıklamaz. Aşk denilen her ne ise bu duygu bittiğinde çiftler ne yapacak o durumda?! Bunun sorgulanması lazım gelmektedir. Çiftlerimizi bir arada tutan duygu sevgidir. Sevgide Allah’ın izniyle ölünceye kadar da bitmez. Bittiği yerde de saygı bayrağı alır ve yuvayı yine de yıkımdan kurtarmaktadır. Bu sevgi öyle bir duygudur ki Peygamberimizin ilk hanımı cennet mekan Hz. Hatice annemiz ahrete uçtuğundan sonra peygamberimiz yıllarca onu anmıştır. Durum o dereceye yükselmiştir ki Hz. Aişe annemiz Ey Allahınrasülü bu kadın öldü gitti biz varız dediklerinde Peygamberimiz Hz. Hatice annemizi yere göğe sığdıramadan onu unutamadığını söylemiştir. İşte sevgi böyle bir şey.

Birbirini dinlemek; Yuvalardan en fazla gelen şikayet eşlerin birbirlerini dinlememek yönünde. Eşler birbirini dinleyemiyorlar. Bakınız TGRT televizyonun sohbetçilerinden Osman Hocamıza bir okuru Hocam eşim sabah evden çıkar. Akşama kadar ne arar ne sorar. Akşam geldikten sonra yemeğini önüne koyarım. Bir kere bile beğendiğini söylemez. Televizyonun başına geçer ve benimle bir tek kelime bile etmez. Ben kiminle konuşayım demişlerdir. Durumu görüyorsunuz değil

mi?! Kadınlarımızda evde kocalarıyla sohbet etmek ve konuşarak deşarj olmak istemekteler. Eğer bir evde hanım kocasıyla konuşamayacaksa kiminle konuşacak?!

Karşılık sadakat; Eşler birbirlerine sadakat göstermeleri lazım gelmektedir. Gerek hanım gerekse koca gayri meşru yola asla ve kata tevessül etmemeleri lazım gelmektedir. Bir kadından sadakat istendiği kadar evin reisi de sadakatle eşine bağlı olması lazım gelmektedir. Zina kadına haramda erkeklere haram değil mi?! Olur mu öyle şey. Haram haramdır. Bu haramlık erkek için de geçerlidir kadın içinde geçerlidir.

Kadın ve erkeğin dünyada ki cenneti ; Aile…

YORUM EKLE

banner81

banner22

banner21

banner24