Köşeye Sıkışmak !

Sıkıştırıldığımız köşeden kurtulup çıkmak ve daha büyük etki alanı oluşturabilmek için, siyasetin çeşitli manevralar yapması bir tercih değil aksine zorunluluktur.Ülkemizin Rusya ve İsrail başta olmak üzere geliştirmeye çalıştığı çeşitli  ittifak çabalarını böyle okumak ve anlamak mecburiyetimiz vardır.

İyi bilinmelidir ki,Saddam Hüseyin’in,Kaddafi’nin,Esed’in Mübarek’in iktidarlarının düşürülmesi ve bir çoğunun öldürülmesi , Müslüman topluluğu birbirine düşürmek ve çatışmaya sevk etmek içindi.Körfez harbi ile başlatılan İslam alemini kaosa ve çatışmalara sürükleme gayretleri genişletilerek devam ettirildi.Hemen bütün İslam coğrafyasını kan ve göz yaşına boğdular.

Türkiye dış politikasını, Körfez savaşından başlamak üzere her değişikliğe karşı çıkarak yürütmesi gerekirdi.Bilinmelidir ki ,Esed’i ve Kaddafi’yi değiştirmek isteyenlerin amacı ,burada yaşayan Müslümanlara daha iyi bir ortam ve insan haklarına kavuşmuş bir topluluk meydana getirmek için değildi.Her şeyden önce,çıkarlarına çok daha uygun hale getirecekleri yeni bir Ortadoğu meydana getirmek içindi.

Böyle bir Ortadoğu’da bugünkü haliyle güçlü  Türkiye’ye yer yoktur.Bugün Güneydoğuda yaşananlar PKK,YPG ,FETÖ ve DAEŞ  terör örgütlerinin işbirliğinin arkasında Kaddafi’yi devirip öldüren,Mürsi’yi devirip hapse atan , Esed’i düşürmek bahanesiyle Suriye’yi devlet olmaktan çıkaran güçler vardır.İşte bu noktada ABD ve Avrupa’nın sömürü planlarını kendi sömürü planlarına uygun görmeyen Rusya’nın gecikmelide olsa  devreye girmesi çok önemli bir adım olmuştur.

Fakat Rusya’nın, dağılmış Suriye’yi tekrar bombalayarak çoluk çocuk öldürerek toparlama girişimi tek kelimeyle alçaklık ve İslam düşmanlığıdır.Rusya zalimde olsa Türkiye’nin onunla ittifak çabaları başından beri olsaydı Suriye devlet olmaktan çıkmaz ve bugünkü perişan tablo ortaya çıkmayabilirdi.Çünkü onun çıkarlarına uygun düşen Suriye’nin parçalanmayışıydı. Bu duruş , Suriye halkının ve ülkemizin ihtiyaç duyduğu bir konumdu.Bu bakışıyla zalim Rusya bize ve mazlum Suriye halkına , zalim ABD ve Avrupadan daha yakın bir duruş sergilemekteydi.

O halde Türkiye olarak biz ,Saddam’ın devrilmesine karşı çıkmalıydık.Dünyanın en büyük yalanlarından biri olan daha özgür Suriye için Esed’i devirme girişimlerine karşı durmalıydık .Kaddafi’yi devirip öldürenleri de kınayabilmeliydik.Çünkü bu alçak saldırıların her birinin ardından , önümüzde sırada bekleyen ülkelerin bir bir  yok edilmesiyle , facianın bir adım daha bize yaklaştığını ön görebilmeliydik.

Anlaşıldı ki dış politika gücünüz varsa işler sizin istediğiniz gibi şekillenebilmektedir.Bombalama gücünüz,Batının karşısına dikilebilmemiz ancak maddi ve manevi gücün birleşmesiyle olabilmektedir.

Bunun dışındaki diğer yol ise, zalim ülkelerin arasından hangisinin politikası bizim ve Suriye halkının şartlarına daha uyumluysa tercihimizi ona göre yapmak durumundayız.Türkiye’nin yapmaya çalıştığı da budur.Bu tercih bizi Rusya’nın bir yandan bombaladığı ve vahşice öldürdüğü masum insanları görmezden gelmemize neden olmamalıdır.Müslümana düşmanlık bakımından Rusya ile ABD ve Avrupa arasında hiçbir fark yoktur.Bu bakımdan , Putin güzellemesi ile Obama güzellemesi arasında hiç fark yoktur.

Rusya ile yakınlaşmamız gönül birliği değil aksine zorunluluktur.Ama görüyorum ki Rusya’yı ve Putin’i  tüm bu vahşiliklerine rağmen kutsallaştırmak isteyenler de var…

Rusya,ABD ve Avrupa ülkeleri Müslümanlara düşmanlık bakımından birbirinden  farklı değildirler.Ancak çıkarları birbirinden farklıdır.Rusya’nın çıkarları şimdilik Suriye halkının ve ülkemizin çıkarlarına biraz daha uygundur.Ülkemizin zorunlu tercihine de böyle bakılmalıdır.

Ömer ALÇEP

YORUM EKLE
YORUMLAR
Ömer CORDAN
Ömer CORDAN - 5 yıl Önce

Güzel yazmış Ömer Alçep,eline sağlık..
İşlerin küresel boyutlu yürütülmesinin kaçınılmaz olmuş olduğu günümüz dünyasında bir kısım paradigmalar faklı algılanmak, bazan ters mantık yönünde uygulanmak durumundadır..
Israrla "nuh demek,peygamber dememek" sadece ezilenlerden olarak kalmaya katkı sağlar..
Düşman demeyelim de , ama amansız rakip,muhalif güç(özellikle dış mihrak/lar) "fırıldak" ı oynuyorsa, siz de müslüman olarak onu en azından "evhen-i şer" ile sollamak zorundasınız..Aksi halde kafası kuma gömülü deve kuşuna dönersiniz..
O zaman da geçtik "evhen-i şer" i, en az kötü olanı, ilelebet şer bataklığında patinaj yapmaktan kurtulamaz, düzen kuranlardan değil, ötekilerden olursunuz...
(70 li yılların Kavakpınar'ından hatırlayanlara kucaklar dolusu sevgi ve selamlar...Ömer CORDAN)

banner81

banner22

banner21

banner24