24 HAZİRAN SEÇİMLERİNE DOĞRU

Cumhurbaşkanlığı kükümet sisteminin ilk başkan ve yönetiminin seçileceği tarihe yaklaşırken , benim gözlemlerime göre daha önce rastlamadığımız kadar sakin bir propaganda dönemi geçiriyoruz . Miting ve toplantılara yoğun katılımlar gözlemlemiyoruz . Sokaktaki insanın nerdeyse tamamı düşüncesini belirlemiş ve ekstra bir motivasyona ihtiyacı yokmuş gibi duruyor . Ayrıca siyasetçilerin önceki seçim döneminde kullandıkları , kişilik haklarına saldırı mahiyetindeki sözlere de , klasik sataşmalar dışında nerdeyse rastlamıyoruz . Umarım bu tarz siyaset ülkemizde gelişir ve yaygınlaşır.

Günlük hayatta iş bu meyalde iken sosyal medya dediğimiz ortamlarda insanlar , moda deyimle " klavye delikanlılığı " yapmakta , siyasi görüşü nedeniyle birbirlerine en galiz küfürleri edebilmektedirler . Bu kesimin yaygın kanaatine göre "eğitimin düşük olduğu yerlerde" oy oranları farklı çıkmaktadır . Ancak ne hikmetse bu " çok eğitimli , çok kültürlü " arkadaşlar en temel prensip olan " saygı " olgusundan bihaberler . Karşısındaki insanı " ayrı yazılacak de " için bile küçümseyen bu bakış aslında bağlı oldukları siyasi fikirlerin hayata yansımasıdır.

Buradan hareketle misalen " senin diploman nerede " siyaseti de , bu anlayışın taraftarları tarafından , rekabet halinde oldukları partiye karşı küçümseme ve cehalet vurgusu çabasından kaynaklanmaktadı.

"Ferasetli toplum" , Türk halkı için söylenir . Özellikle , kendini , bir diploma , sertifika edinerek veya bir kaç kitap okuyarak "olgun" sınıfına koyanlar şunu unutmamalıdır ki " okumak cehaleti alır , eşeklik baki kalır ".

Bir kaç yıldır , " çomar " diye yapılan bir niteleme var . Öncesinde " göbeğini kaşıyan ve bidon kafalı " denilmek suretiyle küçümsenen halk , bu ifadelere her seferinde tokadı , sandıkta vurmaktadır . Muhtemeldir ki , bu aşağılık ifadeleri kullananlar , köşklerde, saraylarda doğmuş , Fransız veyahut İngiliz mürebbiyeler elinde yetişip dünyanın saygın okullarından mezun olmuşlardır !!! Heyhat ki bu böyle değildir ve böyle bile olsa kimse bu hakkı kendinde göremez !

" Dağdaki çobanla benim oyum bir mi " diyen zihniyet ; kaybetmeye mahkumdur . Bu halkın gönlüne kim hitap edebilmişse, kim daha geniş kitlelere ulaşıp , bugüne kadar yapılamayanları gerçekleştirip , bugünden sonra da " yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır " diyebiliyorsa yine o kazanacaktır. Bu halkın feraseti, görgüsü buna muktedirdir !

YORUM EKLE

banner81

banner22

banner21

banner24