15 Temmuzu unutmayacak, unutturmayacağız

 Kolay gibi görünen işlerin göründüğü gibi olmadığını en çok işin içinde olanlar bilir. O bakımdan davulun sesi hep uzaktan hoş gelir. Düşünmek toplum olarak en çok ihtiyaç duyduğumuz eylemdir. Düşünmediğimiz, düşünmeye değer vermediğimiz için düşünmenin değerini de bilmiyoruz galiba. Aslında bilmemiz gereken şeylerin başında düşünmeyle önemli sorunları aşmak geliyor. Düşünmek, sorunların önünü açmaktır. Maalesef Doğu toplumu olarak bizler düşünmeyi gerilerde bıraktığımız için sadece konuşuyoruz. Konuştuklarımız da bir ufuk açmıyor. Yazmak için de düşünmek, fikir üretmek gerekiyor. Fikri demlenmesi için de uygun ortam ve ruh hali gerekiyor. Şartların oluşmadığı bir yazıyı kaleme almak beyin fukarası, zaman israfından başka bir şey olmasa gerekir.

 

Yukarıdaki izahatı yapmamın bir sebebi de üç haftadır yazmadığımın biraz da izahı kabilindendir. Ha, umurunda olmayan insanlar olabilir. En azından beni önemseyen okurlar ve kendim için bunun izahını yapmak istedim. Kimi zaman ne yazacağınızın derdine düşersiniz, kimi zaman yazmak için zaman bulamazsınız, kimi zaman da nasıl yazacağınızı bilemezsiniz. Her şeyin olgunlaştığı gibi fikrin de olgunlaşmasına ihtiyaç var. Olgunlaşmayan meyveden istenilen tat alınmadığı gibi olgunlaşmayan fikirden de istenilen amaç hasıl olmaz.

 

 

Ülkemiz uzunca bir zamandır zor süreçten geçiyor. İçte ve dışta yoğun kuşatma ve baskı altına alınmış durumdadır. Bu şartlar canımızı sıksa da Türkiye gibi bir ülkenin başından bela ve sıkıntı eksik olmaz. Sıkıntılardır bizi büyüten. Sıkıntılara karşı geliştirdiğimiz tutum ve davranışlar ileriye dönük önümüzü açacak yollardır. Yolları aşmanın yolu birileri için yürümek değil millet için, milletin geleceği için yürümektir. Düşmanın methine mazhar olunan bir fiil yanlışın tezahürü olduğunu bilemeyecek sözüm ona büyük başlar var ülkemizde maalesef. Bu kafalara yatırım yapanların dış destekleri içeriden çok olunca inanın ülkemiz adına hem sevinilecek hem de üzülecek bir vaka olarak görülmelidir. Deme ki ülkenin düşmanlarının birlik edercesine bir araya gelmesi ve içeride belli kesimlerim onlara destek olması bu milletin gerçek düşmanlarının kim olduğunu anlatıyor bize.

 

 

Bir yıl önce 15 Temmuz’da ülkemizde millet düşmanlarının başkaldırısını yaşadık. Uluslararası işbirliğiyle ve yerli işbirlikçilerin milletin geleceğini karartma adına yaptığı 15 Temmuz Darbe  Kalkışmasıyla kimin bu ülkenin dostu, kimin bu milletin düşmanı olduğunu her geçen gün daha iyi anlıyoruz. 15 Temmuz’da milletin önünü kesemeyenler bugün çeşitli hamleler yaparak ülkeyi yeni kaoslara sürüklemenin çabası içine girmişler. Her ortamda ve olayda milletin birlik ve beraberliğini bozacak eylemlerin sponsorluğuna soyunanlar ve bu sponsorluğun figüranlığına gönüllü adaylar aynı kişilerin olması şaşırtıcı değil bizler için. Türkiye’yi susturmanın tarihi susturmak olduğunu, Türkiye’yi susturmanın insanlığın kanayan vicdanındaki umudu susturmak olduğunu bildikleri için hedef Türkiye’dir. Çepeçevre sarılan ve gitgide kuşatılmaya çalışılan Türkiye için son zamanlardaki bölge oyunlarına çok dikkat etmek gerekir. Dışarıdan beslenen ve içeride Türkiye ve Türk Milleti diye derdi olmayanların talip olduğu taşeronluklarda rezillikler diz boyu. Bu millet onların ne için birleştiğini çok iyi biliyor. Milletimiz bu figüranların milletin tarihiyle, kültürüyle, inançlarıyla alakası olmadığını biliyor. Aksine bu değerlerden rahatsız oldukları için birleştiğini görüyor.

 

 

 

15 Temmuz yaklaştıkça milletin heyecanı git gide artıyor. Çünkü millet 15 Temmuzda hem geçmişine hem geleceğine sahip çıktı. Bu önemli tarihi itibarsızlaştıranların itibarını da millet beş paralık etmesini bilir. Yeter ki milletin temiz duyguları istismar edilmesin.15 Temmuzu başaramayanlar bunun intikamını almak için envai çeşit oyunlar sahneye  koyuyorlar ve de koyacaklardır. En önemli hedef noktası milletin birlik ve beraberliğidir. Biliyorlar ki milletin birliği bozulunca sahneye konacak her oyun tutacaktır. Katar krizinin nihai hedefi Türkiye’dir. Avrupa Parlamentosunun aldığı karar, Batı’nın topyekûn birleşerek  yaptığı saldırı içerideki yerli görünümlü işbirlikçilerin tutumu Türkiye’yi dünyada kurulan yeni şer oyunlara müdahalesini engellemektir. Ne kadar plan yaparlarsa yapsınlar hepsi boştur. Allah’ın tuzağı ise en hoştur.

 

Sene-i devriyesinde 15 Temmuz Şehitlerini rahmet ve minnetle anıyorum. Allah rahmet eylesin. Gazilerimize de Rabbimden acil şifalar diliyorum. 15 Temmuzu asla unutmayacak, unutturmayacağız. Onların fedakarlığı Türk Milletinin geleceğini yeniden güven altına almıştır. Millete rağmen plan kuran karanlık yüzlü ve karanlık mahfilli odaklar bu topraklarda asla kazanamayacaklar. Mazlumların ve hayat hakkı tanınmayan dünyanın öteki milletlerinin duası kazandı 15 Temmuzda. Kim kaybetti dersiniz; en başta milletin düşmanlarıyla birlik olup sözde yürüyenler ve milletin düşmanları. Allah, bu millete zulmü ve esareti reva görenlere fırsat vermesin. 

YORUM EKLE

banner81

banner22

banner21

banner24