Eğitimi bozmak bizim işimiz(!)

Eğitimi çok önemsediğimizi söylüyoruz ama yaptıklarımıza bakınca kendimizi inkâr ettiğimizi anlıyoruz. Bozuk saat bile iki kere doğruyu gösterirken eğitim sisteminde çok eleştirdiğimiz eskiyi arar olduk. İçinde hiçbir değişim olmayan yenilikler bizi ileriye taşımayacağı gibi geleceğimizi öğütmeye devam ediyor. Eğitimde değişim diyenlerin sanki yaptıkları tek şey bozmak, geleceği mahvetmek oluyor. Birileri bu ülkede gündemin yoğunluğunu fırsat bilip, suyu bulandırıp, ülkenin geleceğine dinamit koyuyor üstelik milletin nezdinde bunun yanına kar kalacağını sanıyor. Hiç bir şer düşünce ilanihaye sonsuza kadar kendini ikame edemez.

 

Birileri ülkenin puslu ve yoğun gündemi arasında yine millete gol atmanın peşinde olduğu görülüyor. Gerçi gol atılmış ama bakalım hakem gol sayacak mı iptal edecek mi? Eğitimin ne kadar önemli olduğunu bilmek eğitimin içine etmek olmasa gerekir. Hangisinden başlasak bilmiyoruz. Bu ülke en çok kraldan çok kralcılardan çekmiştir. Yine kralcılar bizimle alay ediyor, biz ise çaresiz seyrediyoruz. Cumhurbaşkanı, TEOG sınavı kaldırılacak, dedi. Birileri, tamam efendim kaldırdık, dedi. Üniversite sınavında da değişiklik yapılacak dedi. Birileri alelacele emredersiniz efendim diyerek kaldırdık gitti deyip işin içinden çıkıverdiğini düşündüler. Bence birileri cumhurbaşkanını fena aldatıyor. Öğrenciyi ve ailelerini rahatlatın dedikçe aksine öğrenci ve velilerin stresi ve yükü daha da artırıldı. Cumhurbaşkanı; dünyada ve bölgemizde yaşanan baş döndürücü dış olaylarla meşgulken birileri sözüm ona içeride iş yapar görünerek daha derin yaralar açıyor milletimizin bünyesine. Bunu fırsat bilen birileri cumhurbaşkanının dolayısıyla Türkiye’nin altını oyuyor.

 

Bir ülke düşünün ki gençlerini yani geleceğini yönetme adına dün olduğu gibi bugün de sıkıntılar yaşıyor. Bu nedenle kendince sürekli yenilikler yaparak bunu gidermeye çalışıyor. Kuşkusuz bu ana kadar yapılan değişiklikler gençler için, geleceğimiz için endişelerden başka bir şey getirmedi.  Demokrasilerde yönetim halkın ihtiyaçlarını gidermek için vardır. Halktan alınan güç halkın faydası olan işlerde kullanılır. Halkın desteğini bitmeyecekmiş sananlar için deniz bir gün biter.

 

Eleştiri için eleştiri iş değil, basitliktir. Eleştirilmesi gereken zamanda susmak da namusluluk değildir. Bunca gencin olduğu yerde sınavın kaçınılmazlığını herkes kabul ediyor. Köklü bir sınav tecrübesine sahip ÖSYM bu işin neresinde anlayamadık?  İki aşamalı bir sınav getiriliyor. Birinci aşama Türkçe ve Matematik sınavı ile güya herkese Matematik ve Türkçe’yi öğreteceğiz. İkinci aşamaya girmek için barajı geçmek gerekir.  Bunun kriteri de öğrencinin herhalde barajı geçmişimdir kanaatidir. Hadi barajı geçemeyen ama sonraki sınavı iyi olduysa ya da sınavım iyi geçmedi ikinci sınava girmeme gerek yok dediğinde ne yapacağız? 2. Aşama sınavda koskoca tüm müfredattan mesela matematikten 40 , tüm Fen Bilimlerinden(Fizik, Kimya, Biyoloji) 40, Türkçe 40, Sosyal Bilimler(Tarih, Coğrafya, Felsefe) 40 sorularla tüm müfredatı ölçeceğiz. Bu çok yanlış. Bu yanlıştan bir an önce vazgeçilmeli. Hem gençlerin, hem ailelerin hem ülkenin geleceğinde önemli bir sorun.

 

Bir çözüm olmalı, bir çıkış yolu olmalıdır. Çözümsüzlük en kötü çözümdür. Baştan gereği kadar  Üniversiteye Giriş Sistemi  tartışılmadan yeni bir sistem getirmek en başta hiçbir pedagojik yanı yok. Eğitimde ben yaptım oldu demek en son söz olsa gerek. Sırf Cumhurbaşkanına şirin görünmek için acelece karar alıp Üniversiteye Giriş Sistemini değiştirmek ülkeye hizmet midir? Madem değiştirecektiniz sınav sistemini en ayrıntıları ile tartışılmalı değil miydi? Tartışılıp karar verildiğinde seneye uygulanması daha doğru olmaz mıydı?  Sınav değişimi için söyledik bu sözleri; yoksa sınav sistemine eleştirilerimizi saklı tutarak Tarih, Coğrafya gibi temel derslerin kaldırılmasını kabul etmiyoruz. Çünkü biliyoruz ki Tarih kuru kuruya bir geçmişi öğrenmek değildir. Tarih ait olduğun medeniyeti yarına taşımaktır. Onun için bu sesin herkes tarafından duyulması haklı taleptir. Cumhurbaşkanını büyüten halkın sesine kulak vermesidir. Milletin tek umudu artık bu haklı ses ona kadar gitsin ve bu yanlışı durdursun. Hiç olmasa bu sene bundan vazgeçilsin.

 

Aslında işin özü kraldan çok kralcıların sahne almasından kaynaklanıyor. Cumhurbaşkanına yaranmak için, güya onun talimatını tutuyormuşçasına yangından mal kaçırırcasına hem TEOG hem de üniversiteye giriş sınavındaki değişiklik velilerde rahatlık değil büyük rahatsızlık meydana getirmiş. Öğrenci ve velilerin stresleri artmış. Sanki birileri kıs kıs şunu diyor; eğitimi bozmak bizim işimiz.Bugün halkın sesine kulak vermeyenlerin yarın halk diye kimsesi olmaz. Halk biliyor ki bu hükümetin eğitim adına yapamadıkları bundan sonra yapamayacaklarının teminatıdır. Dost kötü günde doğruyu söyleyebilendir. Bugün dostunun yanlışında uyarmayanlar yarın dostunu kaybetmeye mahkûm olurlar.

YORUM EKLE
YORUMLAR
baştürk
baştürk - 6 yıl Önce

sayın yazar bu ülkeyi kim yönetir.bu birileri kimdir.her yanlışta olduğu gibi bu iştede elbette ülkeyi idare edenler masumdur.onların yanlışı olmaz. onların haberi olmadan birileri bu işleri kotarıyor.dicle kenarındakı kopruden koyun duşşse hesabı Hz ömere sorulur derizde lakin bu kadar muhım meseleler bızım haberımız olmadan olur.sızce doğrumu bu...

banner81

banner22

banner21

banner24