Yine yeşillendi çaylık bahçeleri. Hep yeşil olsa da mayıs ayında bir başka güzel oluyor çay bahçeleri ve tüm Karadeniz coğrafyası. Bir umuttur mayıs ayı özellikle çay müstahsilleri için. Umut olduğu kadar emektir, bolluktur, berekettir ve nihayetinde yorucu bir yoğunluktur mayıs ayı. Bölgemizin en önemli geçim kaynaklarından olan çayın ilk hasat ayı olması hasebiyle sosyal, kültürel ve ekonomik canlılığın yaşanacağı aydır mayıs ayı. Son 1- 1,5 aydır havaların soğuk gitmesi nedeniyle bu yıl geçen yıla göre 15- 20 günlük bir gecikme oldu çay hasadının başlamasında. Eli kulağındadır herkes hazırlığını yaptı çaylığa girmek üzere. Çay fabrikaları hazır, üretici hazır Gürcü almak için randevular dolmuş sadece bir kıvılcım bekleniyor çaya başlanması için. O da akşam sabah çakılır ve yoğun bir çay sezonu başlamış olur.
Her çay sezonu bir umut olsa da bu yıl sektörde derin ve sessiz bir bekleyiş var. Burada üretici, tüccar ve tüketiciden oluşan çay sektöründe bütün taraflar üzerine düşen neyse yerine getirmelidir. Bu sene gerek ekonomik nedenlerle gerekse kaliteli çay üretmedeki istek nedeniyle çay sezonu herkes için zor geçecek diye düşünülüyor.
Çay üreticisi çayına sahip çıkmalıdır
Çay üreticisi her şeyden önce çayın velinimet olduğunu bilmeli ve onu sahiplenmelidir. Görünen o ki çay ikinci hatta üçüncü kuşağın eline geçtiği için son yıllarda değerini kaybetmiş, adeta ganimet bulmuş gibi çayı haraç-mezat satma yoluna gidilerek çay ucuzlaştırıldı. Çünkü bu zamana kadar çaydan eline para geçmeyenler, onu gelir kaleminde görmeyenler çayı ya babasından ya dedesinden hazır kucağında bulanlar ucuz pahalı demeden Gürcü’ye, yevmiyeciye toplatıp satarak eline geçeni kâr biliyor. Çünkü bunlar çayın mazisinden haberleri yok, çayın ne zorluklarla bugüne geldiğini bilmiyor. Emin olun bu anlayışla bir adım ilerleyemeyiz. Bu sene gerek ÇAYKUR gerekse özel sektör kalite konusunda titiz davranacak diye açıklamalar yaptı. Çay müstahsili geçmişte 12 Eylül zihniyetleri tarafından çok büyük zulümler yaşadı. Bir bez çay için akşamlara kadar alım yerlerinde çay seçtirildi. Yeri geldi tek tek çayını seçmesine rağmen çayını satamadı. Bunun karşısında son 15 yıl içinde de çok rahat çay satmanın keyfini yaşadı. Bu keyfin biraz fazla olduğunu düşünüyorum. Çünkü çayın esvaba uygun halinden eser kalmadı. İster yabancılar olsun isterse yerliler olsun kimse çay kesmede kaliteye önem vermeyerek çaylar neredeyse kökünden kesilir oldu. Bu yanlıştan dönülmelidir. Dün yapılanlar ne kadar yanlışsa bugün yapılanlar da o kadar yanlış. Bunun ortası bulunmalıdır. Çayın kalitesini artıramadığımız müddetçe bilinmelidir ki bastığımız dalı kesiyoruz. Her şeyi bir kenara bırakarak üretici gereksiz yere izdiham yapmamalıdır. İstanbul’dan ya da herhangi bir şehirden gelecekler kendilerine göre değil çay sektörüne göre plan yapmalılar. Haftalık gidiş- dönüş bileti almamalılar. Çay kesme imkânı olanlar azıcık kendilerini zorlayıp çaylarını kendileri kesmeliler. Ekonomik sıkıntıların baş göstermeye başladığı böyle bir ortamda yabancılara ülkenin parası hesapsızca ödenmemelidir.
ÇAYKUR’un yeni uygulamaları üreticiyi nasıl etkileyecek?
Çay sektörünün başat ismi ÇAYKUR bu yıl bazı değişikliklerle sezona hazırlandı. Mesela 5 dönümden az olanlar eskiden bir gün çay satarken yeni uygulamayla haftada üç gün çay satabilecek. 5-10 dönüm arası haftada dört gün 10 dönümün üstü altı gün çay satabilecek. Kontenjan dönümünde çayın en yoğun olduğu zaman diliminde bile 15 kilonun altına düşmeyecekmiş. Geçen yılı haricinde dönümünde 400 kilo olan kotalar bu ay 500 kiloya çıkarıldı. Bu yeterli mi asla yeterli değil. Özel sektörün dengelenmesi adına ya kotalar kaldırılmalı ya da daha artırılmalıdır. Önümüzde görünüşte 4 yıl seçim olmayacağı için yıllarca hayal edilip uygulanamayan kaliteli çay alımına bu yıl başlanacak. Zor olacak ama imkansız değil istenirse pekala olur. Burada özel sektörün tutumu önemlidir. Özel sektör Mevlana misali ne olursa gelsin derse ÇAYKUR bu uygulamayı yerine getiremeyebilir. ÇAYKUR ne yapıp edip çay kanununu çıkartılması için siyasilere baskı yapmalıdır.
Özel sektör ne yapacak?
Her ne kadar yanlışları olsa da özel sektör çayın olmazsa olmazlarındandır. Bu şartlarda ÇAYKUR çayı tek başına alamayacağı ortadadır. Özellikle rekabet için özel sektör olmalıdır. Normal şartlarda bakıldığında rekabet her zaman iyiyi, kaliteyi, daha iyi, daha çok kazanmayı getirir. Maalesef bunu çay sektöründe çok fazla göremedik. Sektörde büyük olan birkaç firma rakip olsalar da çay yoğunluğunda üreticinin aleyhinde birlikte hareket ederek rekabet anlayışını tekele dönüştürüyor. Çayın geleceği için kalite önemliyse özel sektör ucuza çay alacağım diye kaliteyi düşürmemelidir. Böylece hem çayın kalitesi düşüyor hem de çay gerçek değerinde satılmıyor. Geçen yıl çay rekoltesi yüksek olduğu için bir de 4. sürgü çay çok fazla toplandığı için piyasada arz fazlası çay olduğu söyleniyor. Bu nedenlerle özel sektör bu sene ya çok fazla çay almayacak ya da piyasanın altında fiyatlarla uzun vadeli çay alacak.
Nereden bakılırsa bakılsın üreticileri zor bir dönem bekliyor. Gerek komşuluk ilişkilerinde gerek insani ilişkilerde gerek dostluk ilişkilerinde kırılmalar yaşanacak. Burada sabır, karşılıklı anlayış, aceleci olmadan, kırmadan, dökmeden bir sezon geçirmek için herkes çaba gösterirse muhtemel sıkıntılar en aza indirilebilir. Tüketiciler de kaliteli çay içmeyi tercih etmeli. Fiyatın ucuzluğuna bakmadan çayın damak tadına bakmalıdır. Ülkemiz için, bölgemiz için sezonun tüm kesimlere hayırlı olmasını diliyorum.